Kaputt
Wolfgang Münchau Almanya’da çalıştığım yıllardan bu yana Financial Times’tan, New Statesman’den ve kendi internet sayfasından takip ettiğim bir Alman iktisat gazetecisi ve yazarı. Yeni yayımladığı “Kaputt – The End of German Miracle” (Bozuk - Alman Mucizesinin Sonu” isimli kitabında dillere destan olan ve bütün dünyada hayranlık uyandıran Alman ekonomisinin geriye gidişini son derece açık ve anlaşılabilir bir şekilde anlatmış. Ben bu yazımda Münchau’nun Alman bankacılık sektörü ile ilgili tespitlerine değinmek istiyorum.
Almanya’da çalıştığım yıllarda Alman ekonomisinin büyüklüğü, sanayisinin gelişmişliği, ihracat odaklı yapısı, halkın refah düzeyinin yüksekliği bende büyük bir hayranlık uyandırırken bankacılık sektörünün diğer gelişmiş ülkelerin ve ilginç bir şekilde Avrupa Birliği’nin diğer büyük üyelerinin gerisinde kalması da şaşkınlığa yol açıyordu. O zamanlar bankacılık devleri olarak gördüğüm Dresdner Bank’ın, Commerzbank’ın ve zaman zaman Deutsche Bank’ın yaşadığı sıkıntılar, kapatılan veya birleştirilen kamu bankaları, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Almanya’nın güçlü ve sağlıklı bir bankacılık sektörüne sahip olamamasının sebeplerini sorgulamama sebep oluyordu.
Münchau kitabında Alman ekonomisi ve sanayisinin nasıl “kaputt” hale geldiğini (bozulduğunu) anlatmış:
Yazar Almanya'nın içinde bulunduğu ekonomik krizin, önceki dönemlerden farklılık gösterdiğini, artık meselenin sadece “nasıl yaptığınız değil, ne yaptığınız” olduğunu, modern teknolojileri benimsemeyi reddetmenin birçok açıdan ilk günah niteliği taşıdığını, Almanya’nın da değişen teknoloji trendine ayak uyduramayarak ve neo-merkantilist iktisat anlayışından vazgeçmeyerek bu günahı işlediğini belirtiyor ve ülkesinin bankacılık sektörü ile ilgili olarak da şunları ifade ediyor:
Alman bankacılık sistemi de Alman ekonomisinin bir istisnası olamazdı. Özel, kamu ve kooperatif bankaları olmak üzere üç ana sütundan oluşan Alman bankacılık sisteminde devlet bankacılığı büyük bir ağırlığa sahip olagelmişti. Özel bankalar ve kamu bankaları hep birbirlerine rakipken, özeller kar marjlarını zayıflattıklarından, büyümelerini kısıtladıklarından dolayı kamu bankalarından şikayetçi idi. 1970'lerin başında kamu sektörü bankacılığı için yeni bir işlev keşfedildi: kredilerde çevrim karşıtı artırım ve azaltımlar yolu ile hükümetin makroekonomik politikalarını desteklemek. Münchau günümüzde hiçbir politikacının bankalar üzerinde böyle bir kontrol uygulamaya niyetlenmeyeceğini, çünkü böyle bir güçlerinin olmadığını ekliyor.
Sistem bankacılar tarafından ama aynı zamanda da politikacılar tarafından yönetiliyordu. Bankalar seçim kampanyalarında bile kullanılmıştı. Örneğin Aşağı Saksonya'daki 1998 seçimlerinde bir kamu bankası bir çelik şirketini politikadan gelen baskı ile kurtarmış ve bir politikacıya seçim kazandırmıştı. Kamu bankaları olan Landesbanken'lar Almanya'da ciddi siyasi aktör haline gelmişti. Landesbanken'lar sadece kredi veren kuruluşlar değildi, şirketlerde stratejik hisselere sahip oluyorlar ve yönetim kurullarında temsil ediliyorlardı.
Diğer taraftan kamu bankaları yanlış kişiler tarafından yönetiliyordu. Hazine bölümlerinde, üst yönetici odalarında, hatta politikacılarla ve sendikacılarla dolu yönetim kurullarında ne olup bittiğini bilen kimse yoktu.
Bir yönetim kurulu üyesinden sorması beklenen soruları sorabilecek üye de yoktu. Çalışanlar atandıkları görevlere uygun değildi. Bunun bir nedeni de devlet bankalarında çalışanların işe alınma şekliydi. Ne bildiğiniz değil, kimi tanıdığınız önemliydi.
Münchau bu tespitlerden sonra, sadece Alman sanayisinin değil Alman bankacılık sisteminin de ciddi bir sıkıntı içinde olduğunu, Alman kamu bankalarının gerilemesinin ve çöküşünün neo-merkantilist anlayışın gerilemesini ve çöküşünü önceden haber verdiğini, günümüzde küresel sıralamalarda ön sıralarda yer alan tek bir Alman bankası bulunmadığını vurguluyor.
Münchau’nun kitabından alınacak önemli dersler var. En kısa zamanda dilimize çevrilmesini diliyorum.
(Wolfgang Münchau, Kaputt – The End of German Miracle, Swift Press, 2024.)
Dünya devi Alman ekonomisinin kaldırmadığı bu hataları Türk ekonomisinin neden hiç kaldıramadığını, aylık enflasyonumuzun Almanya'nın yıllık enflasyonundan neden daha yüksek olduğunu anlamamıza yardımcı olacak tespitler bunlar.
YanıtlaSil