Enflasyon Artarken Tüketim Malları İthalatımız da Arttı
2019 yılı Eylül ayından itibaren T.C. Merkez Bankası’nın faiz indirimi sürecine girmesi, döviz kurlarının yükselmesinin önüne geçilebilmesi için 2021 yılı aralık ayında Kur Korumalı Mevduat uygulamasının başlatılması, T.C. Merkez Bankası döviz rezervlerinden satış yapılarak kur düzeyinin korunmaya çalışılması, negatif faiz oranlarının doğal bir sonucu olarak yüksek enflasyon ortamına geçilmesi, yüksek enflasyona rağmen döviz kurlarının baskı altında tutulması ülkemizin tüketim malları ithalatının hacim ve kompozisyonunda önemli etkiler yaratmıştır.
Konuya tüketim malları alt grupları açısından bakıldığında 2021 yılı ile 2023 yılı kasım ayı arasında ithalat artışının binek otomobillerde %142, dayanıklı tüketim mallarında %87, yarı dayanıklı tüketim mallarında %65 olduğu görülmektedir. Toplam 18,4 milyar USD’lik artışın 9,6 milyar USD’lik kısmı binek otomobil, 3 milyar TL’lik kısmı dayanıklı, 2,6 milyar USD’lik kısmı yarı dayanaklı tüketim mallarından gelmekte ve artışın %82,6’sını oluşturmaktadır. Binek otomobillerin toplam tüketim malı ithalatı içinden aldığı pay söz konusu dönemde %27’de %38’e çıkmış, %11 artmıştır.
2019 yılı eylül ayında faizleri düşürülmesi ile başlatılıp, 2021 yılında kur korumalı mevduat uygulaması ile devam ettirilen ve TÜİK tarafından hesaplanan TÜFE oranının %60’ların üzerine çıkması ile sonuçlanan süreçte hane halkının enflasyondan korunmak için otomobil ve dayanıklı tüketim malı harcamalarını artırmasının tüketim malı ithalatında ciddi artışa sebep olduğu anlaşılmaktadır. Konunun bir diğer çarpıcı yönü ise, negatif reel faiz ortamında kuru korumak için T.C. Merkez Bankası rezervlerinden satış yapılmasına sebep olan para politikasının, hem TL’nin değer kazanması hem de hane halkında oluşan enflasyondan korunma güdüsü ile tüketim malı ithalatını dolayısı ile de cari açığı artırıcı yan etki yaratmasıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder